Kayıtlar

Kierkegaard Eserlerinde Varoluş İzleri - Sibel Güneş

Resim
  Kierkegaard Eserlerinde Varoluş İzleri - Sibel Güneş  Kierkegaard eserlerini genel teamüllerin aksine farklı bir tarzda okurlarına sunar. Hikayelerinin çoğunda eser sahibi olarak kendi ismini kullanmak yerine farklı takma adlar kullanmış ve böylece hem yazarı hem de öznel yaşantıları kurgusal karakterler ortaya çıkarmıştır. Bu kurgusal karakterlerin taşıdığı özellikler tek bir insanın farklı yönleri olabildiği gibi farklı insanların ortak yönleri olarak da ele alınabilir. “Bu özellikler aynı zamanda insanı bir benlik haline getiren özelliklerdir. Doğada bulunan tüm varlıklardan farklı olarak insanın varoluşu sadece bir zorunluluğun, nedensel bir bağın sonucu olarak ortaya çıkmaz. İnsan bir yanıyla doğanın bir parçası olsa da aklı, inançları, tarihselliği ve en önemlisi özgürlüğüyle farklı bir yapıdadır. Kierkegaard insanın bu kompleks yapısını insanın bir sentez olduğu fikriyle açıklar .“ [1] İnsan düşüncelerinin, hissettiklerinin ve eylemlerinin bir sentezidir. Va...

Marksizmin Aporia'sı: "Devlet" - Cengiz Baysoy

Resim
  Marksizmin Aporia'sı: "Devlet" - Cengiz Baysoy Marx, 1859’da Ekonomi Politiğin Eleştirisi ’ni kaleme alırken, düşüncesindeki mimariyi şöyle özetliyordu: “Burjuva iktisat sistemini şu sırayla inceliyorum: sermaye, toprak mülkiyeti, ücretli emek; devlet, dış ticaret, dünya pazarı. İlk üç başlık altında modern burjuva toplumun bölündüğü üç büyük sınıfın iktisadi varlık koşullarını inceliyorum; öteki üç başlığın birbirleriyle bağıntısı besbellidir.” [1]  Bu altı başlıktan ilk üçü kaleme alındı. Fakat diğer üçünün arasında bulunan “Devlet” başlığı üzerine, Marx herhangi bir kitap ya da makale yazmadı. Marx’ın “Devlet” üzerine düşüncelerini kitaplarının ve mektuplarının içerisinden derleyerek açığa çıkarabileceğimizi söyleyebiliriz. Bununla birlikte, Marx’ın devlet üzerine düşüncelerinin, teorik açıdan, Engels ve Lenin tarafından geliştirilmeye çalışıldığını da görmekteyiz. Pratik açıdan ise, Marx ve Engels’in devlet üzerine kendi teorik düşüncelerini Paris Komünü üzerinden, ...

Aydınlanma ve Kadın Aklı - Emre Kahvecioğlu

Resim
  Aydınlanma ve Kadın Aklı - Emre Kahvecioğlu Aydınlanma dönemini incelemeye çalıştığımızda genel olarak birtakım kavramların öne çıktığını görürüz; hiç şüphesiz ki bu kavramlar arasında en çok incelemeye tabi tutulanlar arasında "akıl" yer alır. Aydınlanma ile birlikte akıl kavramının üzerine çalışan filozoflar ön plana çıkmıştır ve bununla birlikte de epistemoloji alanına duyulan ilgi de artmıştır. Öyle ki, bu dönemi "akıl çağı" olarak da isimlendirmek mümkündür.   Aklın merkeze alındığı pek çok kitap, yazı ya da makalede aklın nasıl kullanılması ve eğitilmesi gerektiği üzerine dönemin filozofları tarafından saptamalar yapılmıştır. Bu yazıda "akıl" denildiği zaman kimlerin aklının kapsandığı üzerine bir inceleme yapılmaya çalışılacaktır. Dönemin filozoflarının nazarında akıl sadece belirli bir grup insanı mı kapsamaktadır yoksa bütün bir insan türünü kapsayacak biçimde mi kurgulanmıştır sorusunu ve benzer soruları cevaplayabilmek adına, ilk olarak Wollst...